Zaman çok çabuk geçiyor ve bunu anlayabilmem için 80 yaşına gelmem gerekiyormuş. Beni tanıyanlar her zaman inatçı olduğumu dile getirirlerdi, ancak haklı olduklarını şimdi, 80 yılın ardından kabullenebiliyorum.

Bu sabah can sıkıntısından ellerimi incelemeye koyuldum. Bilirsiniz insan yaşlandıkça daha az yapacak işi oluyor ve kendisiyle daha çok vakit geçirebiliyor. Tüm günümü resimlerimi, kitaplarımı, mektuplarımı ve anılarımı gözden geçirerek harcama lüksüne sahibim. Her gün aynı törenle aynı şeyleri yapmak canımı sıkmaya başladı. Ben de kendi kendime bir oyun yarattım. Her gün vücudumun bir yerini konu edinip, ve iyice inceledikten sonra onunla ilgili anılarımı hatırlamaya çalışacağım. Bakalım neler var onlara dair hatırlayabileceğim. İşin ilginç yanı; bu yaşıma geldim hala içimde muzurluk peşinde koşan genç bir kız yaşıyor.

Hafızam gidip geliyor dolayısıyla da konudan konuya atlama gibi bir huy edindim, umarım çok fazla unutkanlık yapmam da anlatmak istediklerimi doğru zaman dilimleri içerisinde anlatmayı başarırım.

Hiç yorum yok: